İnsanlık tarihinde, besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların kurulması ile başlayan dönem Neolitik Çağ adıyla anılmaktadır. Çağın başlangıcında besin üreticiliğinin bilinmesine karşın pişmiş toprak kapların daha yapılmadığı, bunların yerine sepet, tahta ya da taştan kapların kullanıldığı ilk evre, Akeramik (seramiksiz) Neolitik olarak adlandırılır. Anadolu’da ancak birkaç yerde saptanan bu evre, belirli bir düzene göre inşa edilen yapıları, taş ya da kemik alet ve silahları, süs eşyaları ile ilk yerleşik köy örneklerini vermektedir.
Eski Yakındoğu ve Ege’nin en gelişmiş Neolitik Merkezi Konya’nın 52 km. güneydoğusunda, Çumra ilçesinin kuzeyinde yer alan Çatalhöyük’tür. Burada yapılan kazılarda saptanan 10 yapı katında da (C14 tarihlenmelerine göre İ. Ö. 6800 - 5700 arası) açığa çıkarılan evlerin ve dolayısıyla kentin, bir düzene göre inşa edildiği görülmektedir. Bu düzenleme dikdörtgen planlı evlerin avlular etrafında bitişik olarak sıralanması ile sağlanmıştır. Taş temelin bulunmadığı, kerpiçten düz damlı olarak yapılan bu evlerin planları da birbirinin aynıdır. Evler, geniş oturma odası dışında depo ve mutfaktan oluşmakta, oda içlerinde seki, ocak ve fırınlar bulunmakta idi.
Çatalhöyük evlerinin en önemli özelliği duvarlarının boğa başları ve resimlerle bezeli olmasıdır. Büyük çoğunluğu kültle ilgili olan bu bezekler özel bir yapıda değil, yapıların Kutsal Alan olarak kullanılan bir bölümünde yer almaktadır. Yüksek kabartma ya da tam plastik olarak işlenen boğa başlarının bir kısmı gerçek boğa başının kille sıvanması ile yapılmıştır. Duvar resimlerinin yapımında kirli bej kerpiç sıvası üzerine kırmızı, pembe, kahverengi, beyaz ve siyah renkler kullanılmıştır. Herhangi bir motif göstermeyen düz boyalı panellerin, tek ya da çok renkli geometrik bezeklerin, çiçek, yıldız, daire gibi sembolik motiflerin yanısıra değişik konulu tasvirler de görülmektedir. Bunlar arasında insan elleri, tanrıçalar, insan figürleri, av sahneleri, boğalar, kuşlar, akbabalar, leoparlar, yabani geyik, yaban domuzu, aslan, ayı gibi hayvanlardan oluşan bezekler ile manzara ve mimari tasvirlerden bir kentin arkasında püsküren volkan ve başsız cesetleri gagalayan akbabaları kovalayan insanlar önem taşırlar. Bu kutsal alanlarda Ana Tanrıça fikri bereket kültü olarak görülür. Pişmiş toprak yanında taştan da yapılan Ana Tanrıça, genç kız, doğuran kadın ya da yaşlı kadın olarak gösterilir. Bunlar arasında iki yanındaki leopara dayanmış, doğuran tanrıça özgündür. Heykel ya da yüksek kabartma olarak yapılan ana tanrıça tasvirleri yanında pişmiş topraktan hayvan şeklinde adak heykelcikleri de vardır.
Neolitik Çağın elde yapılan çanak çömlekleri Çatahlöyük’te genelde kahverengi, siyah ve kırmızı renk tonlarındadır. Daha çok oval formlara sahip seramikler Neolitik Çağın geç döneminde basit geometrik motiflerle bezenmeye de başlanmıştır.
Çatalhöyük’te ele geçen çeşitli taşlardan, deniz hayvanlarının kabuklarından yapılmış kolyeler, obsidyen aynalar ve makyajla ilgili buluntular o dönem insanının süslenme araçlarını gösteren belgelerdir. Bilinen en eski dokuma parçaları da yine bu kentte ele geçmiştir. Yün, hayvan kılı ya da bitki liflerinden dokunan kumaşların yanısıra hayvan derilerinin de giysi olarak kullanıldığı duvar resimlerinden anlaşılmaktadır.
|