M.K.Ü TARİHSEL ÇEVRE TOPLULUĞU web sitesi
  Tayinat Höyüğü (Hatay)
 

 

Tayinat Höyüğü Amik Ovası’nda, Demirköprü’nün 1.5 km doğusunda ve tam olarak Dicle Nehri’nin batıya dönüş yaptığı noktada yer alır. Yerleşimde bir yukarı höyük ve günümüzde alüvyonla kaplanmış olan bir aşağı höyük vardır. Alanda 1930larda Şikago Üniversitesi’nden Robert Braidwood tarafından kazılar yapılmıştır. Buradaki kazılar, höyüğün uzun bir zaman dilimini içeren dolgulardan oluştuğunu göstermiştir; bunlar arasında İlk Tunç Çağına (MÖ 3. binyıl) ve Demir Çağına (yaklaşık olarak MÖ 1200-550) tarihlenen önemli kalıntılar da yer almaktadır. Yazıtlar, yerleşimin, bir Yeni Hitit/Luvi krallığı olan Patina/Unqi’nin başkenti Kunulua olduğunu doğrulamaktadır.

Toronto Üniversitesi’nden Timothy P. Harrison tarafından yürütülen Tayinat Arkeolojik Projesi (TAP), Amik Ovası Arkeolojik Projesi (AVRP) çatısında düşünülmüştür; proje kapsamında 1995 yılından bu yana Amik Ovası arkeolojisi sistematik olarak araştırılmakta ve Tayinat Höyüğü’nün arkeolojik kalıntıları belgelenmektedir. 2002 ve 2003’te iki sezon süren yüzey araştırmaları ile 2004 yılındaki iki haftalık kısa bir araştırma kazısının ardından 2005 yılında kazılara başlanmıştır.
2005 yılına ait aşağıdaki rapor Dr. Harrison tarafından sağlanmıştır.

2005 yılı alan çalışmalarının başlıca hedefleri, 2004’te Erken Demir Çağı seviyelerinde açılan deneme sondajının (I. Bölge) yanlara doğru genişletilmesi; kuzeyde, Erken Demir Çağı II’ye ait kalıntılar bulunduğu düşünülen alanda (II. Bölge) yeni bir sondaj yapılması; ve aşağı höyükte 2002 ile 2003 yıllarında başlatılan numune alma ve uzaktan algılama çalışmalarına devam etmek olmuştur.
I. Bölge’de yapılan incelemeler
2005 yılında, I. Bölge’deki deneme sondajı, dört tane 10 x 10 m boyutlarında açma hazırlanarak genişletilmiş ve toplamda 400 metrekarelik bir alan kazılmıştır. 2004 ve 2005 yılı çalışmaları sonucunda, burada yedi farklı stratigrafik evre tespit edilmiştir; bunların ilk bölümü (3-6. evreler) Erken Demir Çağı I’ e tarihlenmektedir.
En erken evre olan E 7’ye sınırlı bir alanda rastlanmaktadır. Beş sırası korunmuş olan bir kerpiç duvar parçası ile buna zıt yöndeki kireç sıvalı bir yüzey, açmanın batı yönünde uzanmaktadır. Bununla ilişkili toprak dolgulardaki keramikler arasında İTÇ IVB’ye (Amik J Evresi) tarihlenen, hem yalın hem de boyalı yalın mallar bulunmaktadır.

/cms/doc?id=80/cms/doc?id=73Şekil 4: Yapı XIV, güneybatı köşesinde sondaj

III. Bölge’de yapılan incelemeler
2005’te I. Bölge’nin güneybatısında bir yeni açma daha kazılmıştır. Buradaki kazıların asıl hedefi, yukarı höyüğün bu bölümündeki İTÇ kalıntılarını araştırmak, bunların derinliğini ve ulaşılabilirliğini belirlemek olmuştur. III. Bölge’nin hemen batısında yer alan T4 açmasında Braidwood tarafından yürütülen kazılarda yüzeyden yaklaşık1.7 m aşağıda İTÇ’ye tarihlenen bozulmamış kalıntılara ulaşılmıştır.

Mevsimlik toprak birikiminin 2 m altında ise bir dizi duvardan oluşan yapı kalıntıları, sıvalı bir tesisat elemanı ve bütün halde bir pithos bulunmuştur. Bunlarla ilişkili keramikler, yapıları İT IVB’ye (Amik J Evresi) yani bu bölgede rastlanan son İT evresine tarihlemiştir.

Numunelerde yapılan incelemeler
2004 sezonunda başlatılan numune alma çalışmaları 2005’te önemli ölçüde genişletilmiştir. Bu araştırmaların ana hedefi, Asi Nehri’nin taşıdığı alüvyonlarla tamamen gömülmüş olan aşağı höyüğün sınırlarını tam olarak belirlemek ve yerleşimin bu gömülmüş kısmına ait bir çökme profili geliştirmektir. Alınan numuneler, nehir yatağında o dönemde ve günümüzde gerçekleşen değişimlerin etkilerini belirlemeye de yardımcı olacaktır. Şimdiye kadar aşağı höyükten ve yukarı höyüğün eteklerinden, yükseklikleri 2 ila 8 m arasında değişen 35 numune alınmıştır; bunlar, gömülmüş olan aşağı höyüğün çökme profiliyle ilgili önemli veriler içermektedir.

Doğu kısımdan alınan numunelerde yoğun kültürel dolgularla karşılaşılmıştır; bunların bir bölümü şu anki toprak yüzeyinden yaklaşık 8 m aşağıda yer almakta ve hem İlk Tunç Çağından hem de Demir Çağından kalıntılar içermektedir. Öte yandan, yukarı höyüğün batı eteklerinden alınan numunelerde sadece kum ve deniz kabuğu dolgularına rastlanması, yerleşimin batı tarafında bir su kanalı ya da göl yatağı kalıntısı bulunduğunu düşündürmektedir.


 
 
  Bugün 7 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol